İSMAİL SAYMAZ YAZDI ‘Mersin saldırısı ve Sinan Ateş suikastı aynı merkezden’
İSMAİL SAYMAZ YAZDI ‘Mersin saldırısı ve Sinan Ateş suikastı aynı merkezden’
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin dava, suikastın üzerinden 15 ay geçmesine rağmen hâlâ açılmadı.
Haber Giriş Tarihi: 08.04.2024 21:32
Haber Güncellenme Tarihi: 08.04.2024 21:32
Kaynak:
Sözcü
14 Mayıs’taki genel ve 31 Mart’taki yerel seçimin sonuçlanması beklendi. AK Parti’nin MHP’yi öfkelendirmek ve Cumhur İttifakı’nı çatırdatmak istemediği için davanın açılmadığı ileri sürülüyor.Sinan Ateş’in yakın dostu olan eski Mersin Ülkü Ocağı Başkanı Çağrı Ünel’in yargılandığı dava ise yeniden görülüyor.Ünel’in mağduru ve sanığı olduğu Mersin olayı, Sinan Ateş ile biten saldırılar zincirinin sondan bir önceki halkasıydı.
Şöyle ki...
Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yönlendirilen Orkun Haber adlı internet sitesi 2022 yılında Sinan Ateş’i FETÖ’cülükle suçladı.O esnada MHP delegesi olan Ünel, Ateş’e yönelik suçlamalara sosyal medyada karşılık verdi. İddiaya göre Adana, Ankara, Osmaniye ve Kadirli ülkü ocaklarından gönderilen grup, Ünel’i cezalandırmak için 15 Mart 2022 günü Mersin’e geldi. Ünel’e sokakta saldırdılar. Ünel’in silahından çıkan kurşun Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgöllü’nün koruması olan Emrullah Kaplan’ın ölümüne yol açtı. Ünel, tutuklandı.Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayet suçundan Ünel’e 10 yıl ceza verdi.Adana Bölge Adliyesi 4. Ceza Dairesi cezayı az bularak, kararı bozdu. Dava 5 Nisan’da yeniden başladı.
Ünel’in arkadaşları adliyede, eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz aleyhine slogan attı. Ünel’in saldırıyı organize etmekle suçladığı Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy da duruşmayı izledi.Çağrı Ünel’in kardeşi Çağatay, mahkemede “Bu çocukları azmettiren ve örgütleyen burada. Onu da yargılayın” dedi. Çağrı Ünel, 21 sayfalık el yazılı savunma sundu. Bildiklerini ilk kez bu savunmada anlattı.
İşte, Ünel’in anlattıkları:
ADANA ÜLKÜ OCAKLARI ORGANİZE ETTİ:
Saldırıyı gerçekleştirenler içerisinde üç Ülkü Ocakları İlçe Başkanı vardır. Diğerleri Ülkü Ocakları’nın yönetimindedir. Geçmişte il başkanlığını yapmış olduğum bu teşkilat astlık - üstlük ilişkisinin olduğu teşkilattır. Böyle bir teşkilatın başkan ve yöneticilerinin TEKEL büfesi işleten, bir sürü suç kaydı olan bir şahıs tarafından sevk ve idare edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Eylemi gerçekleştirmek için bir araya gelenlerin Ankara, Adana, Osmaniye ve Kadirli’den ayrı ayrı gelmeleri, Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy tarafından organize edilip yönlendirildiğini ispatlıyor. Telefonu incelendiğinde Tutsoy’a talimatın kimler tarafından verildiği ortaya çıkacaktır.
ANKARA’DAN GELEN İKİ KİŞİ:
Bana yapılan saldırı ve Sinan Ateş’e yapılan suikast aynı merkezden, aynı insanlar tarafından organize edildi. Bana yapılan saldırının organizasyon görevinin Tutsoy ve Ankara’dan saldırı için gelen Salih Kaplan ve İlyas Çiftçioğlu’na verildiği ortaya çıkacaktır.
7-8 GÜN ÖNCE:
Kaplan ve Çiftçioğlu’nun 7-8 gün önce geldikleri görünüyor. Nerede kaldıkları sorulduğunda “Yüreğir Ülkü Ocakları misafirhanesi” diyorlar. Adana’ya nasıl geldikleri sorulduğunda “Arkadaşımızın aracıyla geldik” diyorlar. Özel olarak Adana’ya bırakılıyorlar. İki şahsı bırakan kimdir? Ne sebeple bırakıyor? Dokuz kişi saldırıyı gerçekleştirirken, Kaplan ve Çiftçioğlu olay yerine geldikleri arabaların direksiyonunda bekliyor. Tutsoy’un telefonu olay yerinin yakınında sinyal veriyor. Bu üçü saldırının içine dahil olmayıp arka plandan organizasyonu ve yönlendirmeleri yapanlardır.
TELEFON TRAFİĞİ:
Saldırının hemen akabinde Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgüllü, Tutsoy’la kırk dakika içerisinde yedi kez telefon görüşmesi yapıyor. Tutsoy’un telefonu bu görüşmeler sırasında olay yerine bir km yakında sinyal veriyor. Daha sonra Tutsoy, olay yerine yakınlaşıyor.
TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN GÖRÜŞMESİ:
Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın yardımcıları B.K. ve Tolgahan Demirbaş’ın (Tutuklu) bana ve Sinan Ateş’e yapılacak saldırılarla ilgili bilgi alışverişinde bulundukları ortaya çıkıyor. Bana saldırının gerçekleştiği gün Demirbaş, B.K.’ya “Ortak var mı bir şey” diye mesaj atıyor. B.K., “Çocuk öldü Kadirli Ocak’tan. Çağrı Ünel vurdu, öldü” diye yazıyor. Demirbaş, “Hay a... Ne olacak şimdi?” diye cevap yazıyor.
Yıldırım’ın özel kalem müdürü Emre Yüksel (Tutuklu) gibi şahısların Tutsoy’la irtibatları araştırıldığında bana yapılan saldırının nasıl organize edildiği ortaya çıkacaktır.
EŞZAMANLI TAKİP:
Tolgahan Demirtaş, bir başka yazışmasında G.H.’ye Sinan Ateş’in uçuş kaydını sağlamasını rica ettiği, bu kişinin sorguyu yaparak, ekran görüntüsünü gönderdiği anlaşılıyor. G.H., “Sinan silahla geliyordu limana. Haluk’un oradan geçebilir” diye uyarırken, Demirbaş da “Bence de öyle olacak, ona göre yapacağız planı” cevabını veriyor. Bu yazışmalar saldırıya uğradığım gün yapılıyor. Demirbaş ve B.K., bana yapılan saldırı ve sonuçlarını konuşurken, bir taraftan Sinan Ateş’e yapılacak saldırıyı planlamaktadırlar. Yani olayın olduğu gün ben de Sinan Ateş de eşzamanlı takip ediliyoruz. Benim takibimi (yapan) ve saldırıyı organize eden, iki ay önce Demirbaş gibi Yıldırım’ın yardımcılığını yapan Tutsoy’du.
KATİL, ONU ÜZERİME YOLLAYANLAR:
11 kişi tarafından planlanmış bir saldırıya uğradım. Sebebinin ben olmadığım, saldıranlar olduğu bir ölüm gerçekleşti. Husumetimin ve tanışıklığımın olmadığı genç bir insanı neden öldürmek isteyeyim? Hedef alarak ateş etmem söz konusu değildir. Arbede sırasında olay gerçekleşti ve neredeyse ben vurulacaktım. Ölen şahsın katili ben değilim. Rahmetlinin katili, onu üzerime yollayanlardır.
“Ünel’i dövdürtmek için kardeşimi yolladılar”
Çağrı Ünel, savunmasında, ölen Emrullah Kaplan’ın ağabeyi Bünyamin Kaplan’ın otopside verdiği ifadeden söz ediyor.
Bünyamin Kaplan, ifadesinde, Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgöllü’nün Ünel’i dövdürtmek için kardeşini Mersin’e gönderdiğini söylüyor. Akgöllü’ye bu talimatın MHP milletvekilleri ya da parti yönetimi tarafından verildiğini kaydediyor.
Kaplan,şunları söylüyor:
“Kardeşim lise yıllarından bu yana Ülkü Ocakları’na gidip gelmektedir. En yakın arkadaşı Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Coşkun Akgöllü’dür. Kardeşim Coşkun Bey’in korumalığını da yapmaktadır. Her daim Coşkun Bey’in yanında bulunmaktadır.
Öğrendiğim kadarıyla fail (Ünel’i kastediyor) Mersin’de eski Ülkü Ocakları Başkanı olup sosyal medyadan AKP-MHP koalisyonuyla ilgili eleştirel paylaşımlar yapmış. Coşkun Bey paylaşımları kaldırması için olaydan bir gün önce kardeşim ve yanındakileri Kadirli’ye gönderiyor. Fakat kardeşim ve yanındakiler faili ikna edemeyince kavga oluyor. Bu esnada Coşkun Bey arabadan arbedeyi kameraya alıyor. Fail tarafından ateş ediliyor ve kardeşim vefat ediyor.
Bu olay MHP’nin ileri gelenleri, ama milletvekilleri ama parti yönetimi tarafından, ilk önce kardeşimin yanında durduğu Akgöllü’ye talimat şeklinde söyleniyor. Coşkun da kardeşim ve yanındakileri alarak, gereğini yapmak üzere bir gün önce Mersin’e gelip faili dövdürtmeye çalışıyor. Fail, kardeşimi vurarak, öldürüyor. Olayın bu yönlü araştırılmasını ve talimatı kim verdiyse gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum.”
Rize’de MHP’den Sol Parti’ye geçen köy
Rize’nin Pazar ilçesi 30 yıl sonra CHP’ye geçti.
Pazarlılar çok mutlu...
Bu ilçenin Subaşı köyünde ise (eski adıyla Haçapit) Sol Parti rüzgarı esiyor.
Subaşı, bir Hemşin köyü.
CHP’den milletvekili olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, bu köyün en şöhretli ismi. Oğlu Erkan Haberal, önceki dönem MHP Ankara Milletvekiliydi.
Köyün bir başka siyasi siması, Sol Parti’nin eski Genel Başkanı Alper Taş.
Şiirleri Grup Yorum tarafından bestelenen şair İbrahim Karaca ve müzisyen Gökhan Birben de Subaşı’nın diğerşöhretleri.
Gökhan Birben, ne kadar solcu ise...
Kuzeni Serkan Birben ise o kadar ülkücü.
Birben, 2018’de MHP’den Rize milletvekili adayı oldu.
O seçimde MHP, Subaşı’nda 240 oyla birinci çıktı.
Bu 31 Mart’ta ise Alper Taş’ın kardeşi Koray, Sol Parti’nin İl Genel Meclisi’ne aday oldu.
Subaşı’nda bu kez Sol Parti, 139 oyla birinciliğe yerleşti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İSMAİL SAYMAZ YAZDI ‘Mersin saldırısı ve Sinan Ateş suikastı aynı merkezden’
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin dava, suikastın üzerinden 15 ay geçmesine rağmen hâlâ açılmadı.
14 Mayıs’taki genel ve 31 Mart’taki yerel seçimin sonuçlanması beklendi. AK Parti’nin MHP’yi öfkelendirmek ve Cumhur İttifakı’nı çatırdatmak istemediği için davanın açılmadığı ileri sürülüyor.Sinan Ateş’in yakın dostu olan eski Mersin Ülkü Ocağı Başkanı Çağrı Ünel’in yargılandığı dava ise yeniden görülüyor.Ünel’in mağduru ve sanığı olduğu Mersin olayı, Sinan Ateş ile biten saldırılar zincirinin sondan bir önceki halkasıydı.
Şöyle ki...
Ülkü Ocakları Genel Merkezi tarafından yönlendirilen Orkun Haber adlı internet sitesi 2022 yılında Sinan Ateş’i FETÖ’cülükle suçladı.O esnada MHP delegesi olan Ünel, Ateş’e yönelik suçlamalara sosyal medyada karşılık verdi. İddiaya göre Adana, Ankara, Osmaniye ve Kadirli ülkü ocaklarından gönderilen grup, Ünel’i cezalandırmak için 15 Mart 2022 günü Mersin’e geldi. Ünel’e sokakta saldırdılar. Ünel’in silahından çıkan kurşun Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgöllü’nün koruması olan Emrullah Kaplan’ın ölümüne yol açtı. Ünel, tutuklandı.Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi, cinayet suçundan Ünel’e 10 yıl ceza verdi.Adana Bölge Adliyesi 4. Ceza Dairesi cezayı az bularak, kararı bozdu. Dava 5 Nisan’da yeniden başladı.
Ünel’in arkadaşları adliyede, eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz aleyhine slogan attı. Ünel’in saldırıyı organize etmekle suçladığı Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy da duruşmayı izledi.Çağrı Ünel’in kardeşi Çağatay, mahkemede “Bu çocukları azmettiren ve örgütleyen burada. Onu da yargılayın” dedi. Çağrı Ünel, 21 sayfalık el yazılı savunma sundu. Bildiklerini ilk kez bu savunmada anlattı.
İşte, Ünel’in anlattıkları:
ADANA ÜLKÜ OCAKLARI ORGANİZE ETTİ:
Saldırıyı gerçekleştirenler içerisinde üç Ülkü Ocakları İlçe Başkanı vardır. Diğerleri Ülkü Ocakları’nın yönetimindedir. Geçmişte il başkanlığını yapmış olduğum bu teşkilat astlık - üstlük ilişkisinin olduğu teşkilattır. Böyle bir teşkilatın başkan ve yöneticilerinin TEKEL büfesi işleten, bir sürü suç kaydı olan bir şahıs tarafından sevk ve idare edilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Eylemi gerçekleştirmek için bir araya gelenlerin Ankara, Adana, Osmaniye ve Kadirli’den ayrı ayrı gelmeleri, Adana Ülkü Ocakları Başkanı Cem Tutsoy tarafından organize edilip yönlendirildiğini ispatlıyor. Telefonu incelendiğinde Tutsoy’a talimatın kimler tarafından verildiği ortaya çıkacaktır.
ANKARA’DAN GELEN İKİ KİŞİ:
Bana yapılan saldırı ve Sinan Ateş’e yapılan suikast aynı merkezden, aynı insanlar tarafından organize edildi. Bana yapılan saldırının organizasyon görevinin Tutsoy ve Ankara’dan saldırı için gelen Salih Kaplan ve İlyas Çiftçioğlu’na verildiği ortaya çıkacaktır.
7-8 GÜN ÖNCE:
Kaplan ve Çiftçioğlu’nun 7-8 gün önce geldikleri görünüyor. Nerede kaldıkları sorulduğunda “Yüreğir Ülkü Ocakları misafirhanesi” diyorlar. Adana’ya nasıl geldikleri sorulduğunda “Arkadaşımızın aracıyla geldik” diyorlar. Özel olarak Adana’ya bırakılıyorlar. İki şahsı bırakan kimdir? Ne sebeple bırakıyor? Dokuz kişi saldırıyı gerçekleştirirken, Kaplan ve Çiftçioğlu olay yerine geldikleri arabaların direksiyonunda bekliyor. Tutsoy’un telefonu olay yerinin yakınında sinyal veriyor. Bu üçü saldırının içine dahil olmayıp arka plandan organizasyonu ve yönlendirmeleri yapanlardır.
TELEFON TRAFİĞİ:
Saldırının hemen akabinde Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgüllü, Tutsoy’la kırk dakika içerisinde yedi kez telefon görüşmesi yapıyor. Tutsoy’un telefonu bu görüşmeler sırasında olay yerine bir km yakında sinyal veriyor. Daha sonra Tutsoy, olay yerine yakınlaşıyor.
TOLGAHAN DEMİRBAŞ’IN GÖRÜŞMESİ:
Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın yardımcıları B.K. ve Tolgahan Demirbaş’ın (Tutuklu) bana ve Sinan Ateş’e yapılacak saldırılarla ilgili bilgi alışverişinde bulundukları ortaya çıkıyor. Bana saldırının gerçekleştiği gün Demirbaş, B.K.’ya “Ortak var mı bir şey” diye mesaj atıyor. B.K., “Çocuk öldü Kadirli Ocak’tan. Çağrı Ünel vurdu, öldü” diye yazıyor. Demirbaş, “Hay a... Ne olacak şimdi?” diye cevap yazıyor.
Yıldırım’ın özel kalem müdürü Emre Yüksel (Tutuklu) gibi şahısların Tutsoy’la irtibatları araştırıldığında bana yapılan saldırının nasıl organize edildiği ortaya çıkacaktır.
EŞZAMANLI TAKİP:
Tolgahan Demirtaş, bir başka yazışmasında G.H.’ye Sinan Ateş’in uçuş kaydını sağlamasını rica ettiği, bu kişinin sorguyu yaparak, ekran görüntüsünü gönderdiği anlaşılıyor. G.H., “Sinan silahla geliyordu limana. Haluk’un oradan geçebilir” diye uyarırken, Demirbaş da “Bence de öyle olacak, ona göre yapacağız planı” cevabını veriyor. Bu yazışmalar saldırıya uğradığım gün yapılıyor. Demirbaş ve B.K., bana yapılan saldırı ve sonuçlarını konuşurken, bir taraftan Sinan Ateş’e yapılacak saldırıyı planlamaktadırlar. Yani olayın olduğu gün ben de Sinan Ateş de eşzamanlı takip ediliyoruz. Benim takibimi (yapan) ve saldırıyı organize eden, iki ay önce Demirbaş gibi Yıldırım’ın yardımcılığını yapan Tutsoy’du.
KATİL, ONU ÜZERİME YOLLAYANLAR:
11 kişi tarafından planlanmış bir saldırıya uğradım. Sebebinin ben olmadığım, saldıranlar olduğu bir ölüm gerçekleşti. Husumetimin ve tanışıklığımın olmadığı genç bir insanı neden öldürmek isteyeyim? Hedef alarak ateş etmem söz konusu değildir. Arbede sırasında olay gerçekleşti ve neredeyse ben vurulacaktım. Ölen şahsın katili ben değilim. Rahmetlinin katili, onu üzerime yollayanlardır.
“Ünel’i dövdürtmek için kardeşimi yolladılar”
Çağrı Ünel, savunmasında, ölen Emrullah Kaplan’ın ağabeyi Bünyamin Kaplan’ın otopside verdiği ifadeden söz ediyor.
Bünyamin Kaplan, ifadesinde, Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Hüseyin Coşkun Akgöllü’nün Ünel’i dövdürtmek için kardeşini Mersin’e gönderdiğini söylüyor. Akgöllü’ye bu talimatın MHP milletvekilleri ya da parti yönetimi tarafından verildiğini kaydediyor.
Kaplan,şunları söylüyor:
“Kardeşim lise yıllarından bu yana Ülkü Ocakları’na gidip gelmektedir. En yakın arkadaşı Kadirli Ülkü Ocakları Başkanı Coşkun Akgöllü’dür. Kardeşim Coşkun Bey’in korumalığını da yapmaktadır. Her daim Coşkun Bey’in yanında bulunmaktadır.
Öğrendiğim kadarıyla fail (Ünel’i kastediyor) Mersin’de eski Ülkü Ocakları Başkanı olup sosyal medyadan AKP-MHP koalisyonuyla ilgili eleştirel paylaşımlar yapmış. Coşkun Bey paylaşımları kaldırması için olaydan bir gün önce kardeşim ve yanındakileri Kadirli’ye gönderiyor. Fakat kardeşim ve yanındakiler faili ikna edemeyince kavga oluyor. Bu esnada Coşkun Bey arabadan arbedeyi kameraya alıyor. Fail tarafından ateş ediliyor ve kardeşim vefat ediyor.
Bu olay MHP’nin ileri gelenleri, ama milletvekilleri ama parti yönetimi tarafından, ilk önce kardeşimin yanında durduğu Akgöllü’ye talimat şeklinde söyleniyor. Coşkun da kardeşim ve yanındakileri alarak, gereğini yapmak üzere bir gün önce Mersin’e gelip faili dövdürtmeye çalışıyor. Fail, kardeşimi vurarak, öldürüyor. Olayın bu yönlü araştırılmasını ve talimatı kim verdiyse gerekli işlemlerin yapılmasını istiyorum.”
Rize’de MHP’den Sol Parti’ye geçen köy
Rize’nin Pazar ilçesi 30 yıl sonra CHP’ye geçti.
Pazarlılar çok mutlu...
Bu ilçenin Subaşı köyünde ise (eski adıyla Haçapit) Sol Parti rüzgarı esiyor.
Subaşı, bir Hemşin köyü.
CHP’den milletvekili olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, bu köyün en şöhretli ismi. Oğlu Erkan Haberal, önceki dönem MHP Ankara Milletvekiliydi.
Köyün bir başka siyasi siması, Sol Parti’nin eski Genel Başkanı Alper Taş.
Şiirleri Grup Yorum tarafından bestelenen şair İbrahim Karaca ve müzisyen Gökhan Birben de Subaşı’nın diğerşöhretleri.
Gökhan Birben, ne kadar solcu ise...
Kuzeni Serkan Birben ise o kadar ülkücü.
Birben, 2018’de MHP’den Rize milletvekili adayı oldu.
O seçimde MHP, Subaşı’nda 240 oyla birinci çıktı.
Bu 31 Mart’ta ise Alper Taş’ın kardeşi Koray, Sol Parti’nin İl Genel Meclisi’ne aday oldu.
Subaşı’nda bu kez Sol Parti, 139 oyla birinciliğe yerleşti.
MHP’nin oyu ise 46’ya düştü.
Kaynak: Sözcü
En Çok Okunan Haberler