Çünkü sandıkların bazılarından insanlık çıkamadı! Ölmüş gitmiş insanların üzerinden siyaset yapanları eleştirenler, şimdi ölenlere bile lanet okuyor! Yere batsın sizin sahte duyarlılığınız!
Seçimler gelir geçer, sonrasında ise söylenenler ve davranışlar hatırlanır. Deprem bölgesinde Erdoğan’a ezici çoğunlukta oy çıktıysa ölmüş gitmiş, yakınını ve her şeyini kaybetmiş insanın ne günahı var?
Seçmenin büyük bir çoğunluğu belki de güven duygusunu hissettirene oy verdi. Mesele o da değil! İsteyen istediği partiye oy verebilirken betonların altında can veren insanların ahı yakanızda olsun be!
“Umurumda değil abi, kader. Faso fiso. Para da istemeyin!”
“Doğa ana size bir şey anlatmaya çalışıyor… Hâlâ dinlemiyorsunuz.”
“Kader işte, bir şey yapmamıza gerek yok!”
Ve daha binlerce ucube mesajlar!
Farkında olarak ya da olmayarak desteklediğiniz Kemal Kılıçdaroğlu’na nasıl zarar verdiniz, bilmiyorum, bilincinde misiniz?
O insanların acıları tazeyken bir de alenen siyasete alet oldular! İki gün önce siyasetin kirli, ayrıştırıcı dilini eleştirenler bugün ölülerin ruhuna bile dil uzatıyor…
“Böyle düşünenler, kaybı altın tepside sundu ülkeye” diyeyim size. 28 Mayıs’a kadar ben artık siyasetçilerin vaatlerinden çok, vatandaşın ne söylediğini de irdeleyeceğim.
Biz ne ara kalbi bu kadar kara olduk da insanların acısının üstüne acı ekledik?
Bence devlet sosyal medyada bu paylaşımları yapanları tespit edip psikolojik yönde sorgulamalı ve iyileştirmeli. Zorunlu olarak hem de.
Türkiye’nin yüzde sekseni deprem bölgesinden oluşmuyor çünkü! Ya da seçimin ikinci tura kalmasının müsebbibi depremzedeler de değil!
Çok kızgınım! İnsanlar nelerle uğraşıyor, bizimkiler saç tarama peşinde!
Başa gelmeyince bilemez insan, biz yine de “Allah başa vermesin” diyelim. İnsanlık budur çünkü. Verilen oylardan acı devşirmek, ayrıştırmak doğru değil, biz böyle öğrendik.
Siyaseti bırakın, siyasetçiler yapsın, onlar kirlensin varsın. Biz 6 Şubat’taki yıkıcı depremlerde gösterdiğimiz kardeşliği ve dayanışmayı sürdürelim, olur mu?
Daha başlarını sokacakları evleri bile yokken başlarına yıkmayın geleceklerini!
“Baharı getireceğiz” diye bu dilinizle güze de hasret bırakmayın hayalleri…