“BAĞIŞ DEĞİL SEKTÖREL ÇALIŞMA"

Yabancı ortaklı USMAN Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emrah Koyuncu ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere kentin her bir yana kurulduğu bilinen 'Giysi Toplama Kutuları' hakkında, "Giysi toplama kutuları bir bağış kutusu değildir. Bağış olarak toplarsanız, sosyal hizmet kapsamına girer. Bağış olarak topladıklarınızı bağış olarak geri döndürmek zorundasınız. Bu sadece sektörel bir çalışmadır" dedi.

Haber Giriş Tarihi:
Haber Güncellenme Tarihi:
https://www.bilginhaberci.com
TURAN DAL/Yardım ve İyilik Vakfı Mersin Huzurevi, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Toroslar Belediyesi'nin USMAN Limited şirketiyle yaptığı protokolle kentin her bir yanına 'Giysi Toplama Kutuları' yerleştirildi. Yaklaşık 2 yıldır Mersinlilerin ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak üzere tekstil ürünlerini 'Giysi Toplama Kutuları'na attığı ve belediyeler tarafından da bağış olarak onaylandığı çalışmanın sektörel bir çalışma olduğu belirtildi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emrah Koyuncu çalışmaları hakkında açıklama yaptı. "BU ATIKLAR HAM MADDEYE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR" 'Giysi Toplama Kutuları'nın geri dönüşümünün sağlanmasının bir sektör olduğunu kaydeden Koyuncu, "Bu sektör Türkiye'de henüz yeni. Bu atıklar toplanıp işleniyor ve tekrar ham maddeye dönüştürülüyor. Avrupa 'da uygulanan sistemin aynısı biz Türkiye'de uyguluyoruz. Aslında bir sektör yaratıyoruz. Bütün tekstil atıkları toplanıp ayrıştırılıyor. Uluslar arası birçok geri dönüşüm fabrikasında iplik, elyaf, yalıtım malzemesi olarak kullanılmaya başlıyor. Bunlar toplanmadığı zaman çöp sahalarına gidiyor. Tekstil atıkları çok tehlikeli. Gömmek zorundasınız, yakarsanız da zehirli gaz üretir. Tabi ki bu sektöre insanların alışması için ülkemizde belirli bir süreç alacaktır. Daha öncede belirttiğim gibi bu sektör 2 yıla yakındır ülkemizde yapılmaktadır" diye konuştu. "TÜRKİYE'NİN BİR ÇOK İLİNDE ATIK TOPLUYORUZ" Başlıca İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, İzmir, Antalya gibi olmak üzere Türkiye'nin bir çok ilinde tekstil atıklarını topladıklarını söyleyen Koyuncu, "Bu atıklar çöp sahasına gitmiyorlar. Toplama şekli ile ilgili Avrupa ile aramızda pek bir fark yok. Avrupa'da firmalar belediyelerle anlaşıp tekstil atıklarını topluyorlar. Şuanda Türkiye'de tekstil atıklarını toplayan birçok firma var. Bunlarda belediyelerle aynı anlaşmaları yapıyorlar. Tekstil atıklarını topluyorlar. Ama dünyanın hiçbir yerinde tekstil atıkları ayrıştırıldıktan sonra kullanılabilir durumda olanlar belediyeler tarafından ihtiyaç sahiplerine verilmiyor" ifadelerini kullandı. "ÇALIŞMAMIZDA BİR PAYDAŞLIK OLSUN İSTEDİK" Yardım ve İyilik Vakfı Mersin Huzurevi'nin çalışmadaki yerine değinen Koyuncu, "Tamamen firmamızın kendi öz seçimidir bu. Böyle bir anlaşma yapma zorunluluğumuz yok. Biz bu tekstil atıklarını topluyoruz. Atıkları değerlendiriyoruz. İstihdamın artması, yardımın artması bizimde hoşumuza gidiyor. Çalışmamızda bir paydaşlık olsun istedik. Bir paydaş vakfı yanımıza almak istedik. Bu çalışmamızda elde ettiğimiz gelirden, huzurevindeki yaşlılarımızın bakımını sağlıyoruz. Bu vakfın uygulamadaki varlığının tek sebebi budur" dedi. "ÇOK DOĞRU BİR FAYDALANMA OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM" Atık olarak ürünlerin belirlenmesine dair konuşan Koyuncu, "Atık olarak değerlendirmek yanlış olur. Çünkü ürünlerin kendisi atık zaten. Biz toplanan bu atıkları kendi ayrıştırma tesislerimize gönderiyoruz. Bu tesislerimiz Türkiye toprakları içerisinde. Mersin'deki tesisimiz Karaduvar'da... Ayrıştırma işlemlerimizi yapıyoruz. Bunların içinde yüzde 70 oranında tamamen tekstil atığı çıkıyor. Yırtık, lekeli, boyalı gibi... Bunları ayırıyoruz. Çünkü alıcı ülkeler için değişik şekillerde istifleyip balyalıyoruz. Bunların içinde kullanılabilir kıyafet de çıkıyor. Bunların oranı da yüzde 1 ile yüzde 2'dir. Geri kalanı ise yıpranmış ürün olarak çıkıyor. Topladığımız ürün bizim bağımlı olduğumuz bir ürün değil. Vatandaşın kendisinden toplandığımız ürünler bunlar. Bunların içinde ne kadar ürün gelirse elverişli olanları ayırıp istifliyoruz ve ihtiyaç sahiplerine belediyelerimizce veriyoruz. Böyle bir sorumluluğumuz olmamasına rağmen. Çünkü biz atık toplayan bir firmayız. Yani atık toplayan hangi firma bir kısmını ilgili kuruma verir. Biz burada istedik ki bir faydalanma olsun. Aslında bu çok doğru bir faydalanma olduğunu da düşünmüyorum. Ama pırıl pırıl değil de, yeni olan ürünlerimizi ayrıştırıp belediyelerimize ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere teslim ediyoruz" diye belirtti. "KİLOSUNU 60 KURUŞ'TAN SATIYORUZ" Atıkların ihracatında ne kadar satıldığı hakkında bilgi veren Koyuncu, "Biz bir atık toplama işlemi yapıyoruz. Atık toplama işleminin bir maliyeti, yatırımı var. Çok ciddi bir uygulamamız var. Şuanda Mersin'de 300'den fazla vatandaşımızın istihdamını sağlamış durumdayız. Biz bu ürünleri uluslar arası ülkelerin talebine göre ayrıştırıp ihraç ediyoruz. Tabi ki biz bu atıkları bir bedel karşılığında satıyoruz. Biz bu ihracı yapmazsak eğer, toplama maliyetlerini karşılayamayız. Kilosunu 60 kuruş'tan satıyoruz. Tabi bu atığa göre düşüp yükseliyor. Yurtdışına ihraç etmemizin sebebi de bizim topladığımız atıkların içerisinde çok ciddi miktarda çöp var. Biz aslında çöpü de yurt dışına gönderiyoruz. Yani bu ülkenin toprağına gömmüyoruz"